Kâğıthane Hasdal Ortaokulu ve Çağdaş Yaşam Eşref ve Sadullah Kıray Anaokulu tarafından İstanbul Sapphire AVM’de “Okul Öncesinde Farkındalığı Artırma Projesi” kapsamında sanat sergisi açıldı. 19 Nisan 2013 saat 12:00’de açılan sergi 28 Nisan 2013 Pazar gününe kadar ziyaretçilere açık olacak.
Okul öncesi eğitimin öneminin vurgulandığı sergide, anaokulu öğrencilerinin yaptıkları çalışmalar sergileniyor. Kâğıthane Kaymakamı Sayın A. Akın VARCIER, İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Nail BÖLÜKBAŞI, okul müdürleri Sayın Necip YAVUZ ve Erdoğan Ergin, Okul Öncesi Öğretmenleri Sayın Seda ERAT, Sayın Semra DEMİRCİ, Sayın Ayşegül TINAR, Sayın Buse TOPDEMİR, Sayın Gizem ERGÜZEL, Sayın Kübra BAĞLAR, Ayşegül CEVAHİR ve Aysun ÖZ’ün katılımı ile gerçekleşen açılış töreninde serginin gerçek emektarı minikler de yeraldı.
Okul öncesi eğitimin öneminin daha fazla arttığı bugünlerde topluma Okul Öncesi Eğitim ile ilgili bilgilerin verileceği bu aktivitenin önemi gerçekten çok büyük. Herkesi bu etkinliğe katılmaya davet ediyoruz.
Okul öncesi eğitimin önemi ile ilgili yapılan çalışmada halkı bilinçlendirmek için dağıtılan bildiride çok önemli detaylar bulunuyor. İşte dağıtılan bildiride Hasdal Ortaokulu Okul Öncesi Öğretmeni Seda ERAT’ın kaleme aldığı önemli bir yazıyı sizinle paylaşmak istedik.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMİN FARKINDA MISINIZ ?
* Seda ERAT
Okul öncesi eğitim, zorunlu ilköğretim yaşına kadar geçen süreçte, çocukların, sağlıklı biçimde fiziksel ve sosyal yönden gelişiminin sağlandığı, olumlu kişilik temellerinin atıldığı dönemi ve gayretleri ifade eder.
Çocuklarda 17 yaşına kadar olan zihinsel gelişimin yüzdeleri aşağıdaki gibidir.
0 – 4 Yaş Arası: % 50
4 – 8 Yaş Arası: %30
8 – 17 Yaş Arası: %20
Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı gibi çocuklarda zihinsel gelişimin çok büyük bir kısmı ilköğretim öncesi yaşlarda meydana geliyor. Bu bağlamda 0-6 yaş arasının çocukların zihinsel ve sosyal gelişimlerinin yönlendirilmesi için en etkili dönem olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum tek başına okul öncesi eğitimin ne kadar önemli olduğunun anlaşılmasında yeterlidir.
Çocukların öğrenme eğilimlerinin en fazla olduğu yıllarda temeli atılan beden sağlığının ve kişilik yapısının ileri yaşlarda aynı yönde gelişme olasılığı oldukça yüksektir. Bu yüzden çocuğun olumlu bir birey olması açısından okul öncesi eğitime önem verilmelidir. Ayrıca çocuğun okul öncesi yıllarda aldığı eğitim ve edindiği deneyimlerin, ileriki yıllarda öğrenme yeteneği ve akademik başarısıyla olumlu ilişkisi olduğu bilimsel çalışmalarda gözlenmiştir.
Günümüzde, özellikle de büyük kentlerde annelerin de çalışmak zorunda olması, ebeveynlerin çocukların gelişimi için ayırmak zorunda oldukları zaman dilimini çok kısıtlamıştır. Bunun yanında çocukların oynayacakları mekânların azlığı, televizyonlardaki zararlı içeriklere sahip yayınlar, apartman hayatının vermiş olduğu daha az arkadaşla yetinmek zorunda kalınması gibi durumların meydana getirdiği olumsuzluklar okul öncesi eğitim kurumlarının sağladığı aktiviteler ile aşılabilir.
Çalışan anne ve babanın çocuklarına, genellikle yakın bir akrabanın bakması veya eğitimsiz bakıcıların sağladığı bakım hizmetleri çocuklarda ileriki yaşlarda aşılması güç olumsuz izler bırakabilmektedir. Çocuklar evde bu kişiler tarafından ne kadar iyi bakılırsa bakılsın; sosyal gelişimini gerçekleştirebileceği arkadaşlara, oyun ortamına, evde kendisine sağlanamayan eğitim imkânlarına ulaşması için profesyonel bir eğitimciye ihtiyacı vardır.
Anne ve baba sevgisinin yerini hiçbir şeyin doldurmayacağı yadsınamaz bir gerçektir. Fakat okul öncesi eğitim uzmanları çocuk gelişiminde bir anne ve baba şefkati ile çocukları yetiştirirler. Eğitim kurumunda, çocukları kendi evlatları gibi yetiştiren okul öncesi öğretmenleri yaptıkları iş ile gelecek sağlıklı nesillerin yetişmesine önemli katkılar sağlıyorlar.
Okul Öncesi Eğitim Çocuğa Ne Kazandırır?
Okul öncesi eğitim sürecinde çocuklar ilköğretime hazırlanırken, kendini ölçmeyi, yeteneklerinin farkına varmayı ve geliştirmeyi, paylaşmayı, dayanışmayı ve sosyalleşmeyi öğrenirler. Bu dönem çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu bir dönem olduğundan fiziksel ve çevre koşulları ile sağlıklı etkileşim içinde bulunan çocuklar çok hızlı öğrenirler. Çünkü 3 yaşına kadar bir çocuğun beyni bir yetişkin bireyin beyninden 2,5 kat fazla çalışır.
Yapılan araştırmalarda ve uygulanan değerlendirme testlerinde 0-6 yaş arasında okul öncesi eğitimi almış çocukların, ilerleyen yaşlarında okul öncesi eğitimi almamış çocuklara göre daha başarılı oldukları gözlenmiştir. Okul öncesi dönemde iyi eğitim almış çocukların, yetişkin yaşlarında kendileri dışındaki dünya ile kolay ve etkili iletişim kuran, düşünen, tahlil eden ve elde ettiği çıkarımları toplumsal yaşama katkı sağlama misyonu için kullanan bireyler olma olasılığı yüksektir. Çünkü okul öncesi eğitim, bireye toplumsal yaşamın bir parçası olduğunu, kendisinin de topluma katkı sağlaması gereken bir birey olması gerektiğini öğretir.
Okul öncesi eğitim kurumları, çocuklarda, toplumun temel yapısını oluşturan saygı ve sevgi, paylaşma ve iş bölümü, sorumluluk duygusu, sosyal çevre oluşturma bilinci geliştirir. Çocuğun toplum içine katılması, toplumla sağlıklı ilişkiler kurması, kültürel değerlere sahip çıkması ve insanlığın evrensel değerlerini anlamaya başlaması için okul öncesi eğitim önemli bir etkendir.
Okul öncesi eğitimi almış çocuklar 6 yaşına kadar zihinsel ve sosyal gelişimlerini büyük ölçüde tamamlarlar. Okul öncesi müfredatında verilen eğitim ile çocuklar, ilköğretime hazırlanıyor, kendilerine güvenleri artıyor, iletişim yetenekleri güçleniyor, saldırganlık ve şiddet eğilimleri azalıyor, sorunlara kalıcı çözümler buluyor ve öğrenme motivasyonları artıyor.
Okul Öncesi Eğitimin Toplumsal Katkısı
Okul öncesi eğitimin bireysel gelişim kadar toplumsal gelişime de önemli katkıları vardır. Sağlıklı toplum sağlıklı bireylerden oluşur gerçeğinden hareketle, okul öncesi eğitimi almış bireylerden oluşan toplumların daha saygılı, daha başarılı ve daha girişimci oldukları gözlemlenmiştir. Dünyanın sadece kendileri için dönmediği gerçeği ile yetişen bireylerden oluşan toplumlarda, kadına karşı şiddet, hayvanlara karşı şiddet, doğaya karşı tahribat gibi olumsuzluklara daha az rastlanır.
Okul Öncesi Eğitimin Neresindeyiz?
Avrupa ülkelerinde okul öncesi eğitimde okullaşma oranı % 90’lara ulaşmışken, Türkiye’de bu oran % 66 civarındadır. Milli Eğitim Bakanlığının son dönemde yaptığı başarılı çalışmalar ile bu oran hızlı bir şekilde artmaktadır.
Bir kıyaslama yapacak olursak Türkiye’de 1995 yılında okul öncesi okullaşma oranı sadece %7 idi. Son yıllarda Bakanlığın yapmış olduğu istikrarlı ve olumlu çalışmalar ile bu oran 5 yaş grubunda % 66’ya ulaşmıştır. Yani Türkiye’de önceden her 100 çocuktan 7 tanesi okul öncesi eğitimi alıyorken günümüzde her 100 çocuktan 66’sı bu fırsattan yararlanmaktadır. Çok hızlı bir çıkış olsa da henüz yeterli bir oran değildir. Türkiye’de birkaç yıl içinde okul öncesi okullaşma oranı kesinlikle % 100 olmalıdır.
Bu oranın artmasında kamu kurumlarına düşen görevlerin yanında en büyük görev anne-babalara düşmektedir. Anne ve babalar devletin sağladığı okullaşma imkânını kullanarak, çocuklarını mutlaka okul öncesi eğitim süzgecinden geçirmelidir.
*Seda ERAT
Kağıthane Hasdal Ortaokulu Okul Öncesi Öğretmeni
minicik çocuklarımızın böyle güzel işler başarması hem ebeveynler açısından hem de çocukların gelişimi açısından çok mühim bence. tebrik ediyorum bu tarz projeleri organize eden hocalarımızı.